(a) anlamak. I take it that you're not interested. (b) argo katlanmak, dayanmak, (c) kabullenmek, DEVAMINI OKU
kabul etmek, razı olmak. I'll take it on your say-so: Dediğini aynen kabul ediyorum. take it into one's head to do something: bir şey yapmayı aklına koymak. GİZLE